Ashoka Türkiye’nin İletişim ve Topluluk Yöneticisi Can Semercioğlu ile tanışın!
Dünyanın önde gelen sosyal girişimcilerini belirleyip destekleyen, onların çözümlerindeki farklı bakış açılarını yaygınlaştırarak herkesin değişimin parçası olduğu bir dünya inşa etmeyi amaçlayan Ashoka’nın Türkiye İletişim ve Topluluk Yöneticisi Can Semercioğlu oldu. Can’ı daha yakından tanımak için röportajımıza göz atabilirsiniz.
Ashoka Türkiye ekibine hoş geldin Can. Kısaca kendini tanıtabilir misin?
Hoş bulduk! Yolumu akademiye doğru çizmiş, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar yüksek lisansı yaparken ve doktora hayalleri kurarken iletişim alanına kesin dönüş yaptım. Yaklaşık 10 yıldır iletişimle ilgili farklı alanlarda çalışırken, geçmişte edindiğim felsefi birikimi işime yansıtmaya, felsefenin ve iletişimin yollarını kesiştirmeye özen gösterdim.
BirGün ve Diken’de editör olarak çalıştım, medyanın sıcak gündeme sıkıştığı bir dönemde Diken’de hafta sonu gazetesi projesi geliştirdim. Tüm okurlar için bir nefes alma anıydı bu. Ardından Greenpeace Akdeniz’de iletişim sorumlusu olarak çalıştım, yenilenebilir enerji odaklı iletişim çalışmaları yaptım ve podcast kültürü henüz bu kadar yaygın değilken podcast alanını deneyimleme şansım oldu. Zarakol İletişim’de işlerini üstlendiğimiz markanın kimlik değişimi, sürdürülebilirlik iletişimi ve C-level iletişimi süreçlerinde yer aldım. Ardından Ashoka fellowu Mehmet Atakan Foça’nın kurucusu olduğu, yanlış bilgi sorununa sistem düzeyinde müdahale eden Teyit’te iletişim yöneticisi olarak görev yaptım. Kurumsal iletişimden sosyal medyaya, dijital pazarlamadan iş geliştirmeye kadar farklı şapkalardaki çalışmaları yürüttüm, var olan çalışmaların parçası oldum. Şimdi de işte burada, Ashoka Türkiye’deyim :)
Mesleki hayatım dışında farklı toplulukların her zaman bir parçası oldum, bugünden bakınca bir kısmının kıvılcımını benim yaktığımı görüyorum. Öyle ki henüz çocukluk yaşlarımdayken lise öğrencilerini bir araya toplamayı hedefleyen, ekşi sözlükvari bir sözlük geliştirmiştim. Üniversitede okuma gruplarıyla ve sonrasında mesleki gruplarla ilerleyen bu süreç, bugün bir baba topluluğuyla devam ediyor. Ayrıca İklim İletişimi Derneği’nde gönüllü olarak iklim krizi iletişimi üzerine topluluk odaklı düşünmeye çalışıyorum.
İletişim disiplininde farklı alanlara yer açtığım ve disiplin dışı alanlardan da beslendiğim için kendimi her zaman bir generalist olarak tanımlıyorum. Bu tanım gereği farklı beceriler arasında geçiş yapmaktan ve yeni şeyler öğrenmekten keyif alıyorum. Aktif dinleme, yorumlama ve farklı perspektiften bakma gibi içedönüklüğüme ait süper güçleri yeni hikayeler yaratmak için kullanmaya çalışıyorum.
Ashoka’ya katılmakla ilgili düşüncelerini paylaşır mısın?
Değişim beni çok heyecanlandıran bir kavram. Tesadüf müdür bilemeyeceğim ama biraz önce saydığım alanlar sosyal değişime bir yerinden dokunan tecrübeler oldu benim için. Medyada, iklimde, bir markanın yolculuğunda ve bilgiyle kurduğumuz ilişkide bir değişim… Ashoka ise 40 yılı aşkın bir süredir değişimin öncüsü ve çekim merkezi. Bugüne kadar sosyal girişimcilik dünyada ve Türkiye’de değişim için başka bir kapı araladı. Şimdi ise herkesin değişim yaratabileceği bir vizyon ile yolumuza devam ediyoruz. Değişim kavramına meta düzeyde bakabilmek ve Ashoka’nın tanımladığı yeni eşitsizlikler çerçevesinden bir müdahalede bulunma fikri benim için son derece heyecan verici.
Dünyayı artık yeni eşitsizlikler temsil ediyor. Değişim yaratmaya yönelik beceri ve fırsatı olanlar ile olmayanlar arasındaki eşitsizlik. Sürdürülebilir, adil ve daha insancıl bir dünya için değişime ihtiyacımız var. Ve Ashoka da değişime herkesin katkı sağlama potansiyeline sahip olduğuna dair bir inanca karşılık geliyor. Dünyanın içinde bulunduğu öngörülemezlikler içinde öngörülebilirlik ihtimali yaratma fikrinin, bu inancın ve iyimserliğin bir parçası olduğum için çok mutluyum.
Ashoka’da neler yapmayı planlıyorsun? Seni hangi hayaller heyecanlandırıyor?
Ashoka 40 yılı aşkın bir süredir sosyal girişimciliği dünyaya bir değer olarak benimsetmeyi başardı. Sosyal girişimciliği, sosyal etkiyi her zamankinden daha çok duyuyoruz ve daha çok kişi bu alanın içinde yer alıyor. Şimdi ise Ashoka artık fellowlarımızdan öğrendiklerimizle herkesin çeşitli seviyelerde, çeşitli rollerde ve çeşitli kapsamlarda değişim yaratabileceğini bize söylüyor. Değişim yaratma becerilerine herkes sahip olabilir, her kişi ve kurum değişim becerilerinin geliştirilmesinin ve değişimin parçası olabilir. Yani herkes değişim yaratabilir. Benim de Ashoka Türkiye’deki en büyük hayalim herkesin değişim yaratabileceği ve değişimin parçası olabileceği vizyonunu anlatmak. Paydaşlarımızdan başlayarak farklı çember ve toplulukları bu vizyonla buluşturmak, değişimi tetikleyecek fikirleri destekleyecek iletişimler ve topluluklar yaratmak. Bugüne kadar sistem dönüşümüne odaklanmış fellowlarımızın yarattığı sosyal etkinin hikayesini anlatmak, değişim için inisiyatif alan, kendi topluluğunu kuran gençlerin öyküsünü farklı hedef kitlelerle buluşturmak ve değişimin büyümesine katalizör olabilecek iletişimleri kurgulamak için hevesliyim. Ashoka’nın etrafında büyüyüp serpilen toplulukların sosyal etki ve değişim odağıyla güçlenmesini ve yeni toplulukların oluşmasını, birbiriyle etkileşim halinde gelişmesini hedefliyorum.